Doğu Türkistanlılar Çin'in 21.yüzyıldakı soykırım politikasının kurbanlarıdır. Onlar Çin'in iç bölgesine suçlu gibi zorla göç ediliyor ve akıbeti bilinmiyor...
Doğu Türkistan yüzölçümü 1.828.418 kilometrekaredir. Türklerin eski yerleşme alanlarından biridir. 1949 yılının Ocak ayında Çin Halk Özgürlük Ordusu Doğu Türkistan Cumhuriyetini işgal etti. 70 yıldan beri Çin hükümeti Doğu Türkistan'da soykırım polıtıkası uygulamakta...
Bugün anavatanlarında yalnızlaştırılan ve Çin’in devasa nüfusu içerisinde “egzotik” etnik unsurlar hâline getirilen Uygur Türkleri, günümüzde dünyada örneğine pek rastlanmayan otoriter rejimlerden birinin sömürge tebaası konumundadır...
Birleşik Krallık’ın başkenti Londra’da Doğu Türkistanlı aktivistler ve insan hakları savunucuları, dün Çin Komünist Partisinin 100. yıl dönümünde, Çin’in Doğu Türkistan’daki baskı, asimilasyon ve soykırım fiillerine karşı protesto eylemi yapıldı. Aktivistler, “Soykırım dursun”, “Soykırıma hayır”, “Uygurların yanında olun” yazılı pankartları taşıdı.
1 Temmuz’da Çin Komünist Partisi’nin 100. yıldönümü kaydedildi. Çin yönetimi, dünyaya bu olayı büyük bir zafer olarak kutlamak isterken; 21. yüzyılda yapılan en büyük soykırım fiillerinden birisine maruz kalan Doğu Türkistanlılar, Çin’in Londra Büyükelçiliği önünde toplandı. Birleşik Krallık’ta yüzlerce insan hakları savunucusu ve mağdur yakını, Çin’in insan hakları ihlallerini kınadı. 1 Temmuz’un bir utanç günü olduğunu vurguladı.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Hayalimdeki Çin” resim yarışmasına tepki olarak düzenlenen “Hayalimdeki Doğu Türkistan” resim yarışması ödül töreni ve sergi açılışını gerçekleştirdi.Yapılan törene Genel Başkan Meral Akşener, İYİ Parti İzmir İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar, İYİ Parti Aliağa Belediye Meclis Üyesi Sedat Sarı, Dunya Uygur Kurultayı Baş Müfettiş Ablikim İdris bey , Uygur Hareketi Başkanı Ruşen Abbas hanim, Dünya Uygur Kurultayı Genel Sekreteri Doç. Dr. Erkin Emet ve davetliler katılım gösterdi.
23 Haziran Uluslararası Olimpik Günü münasebetiyle dünya çapında birçok ülkede 2022 Beijing Olimpiyatlarına hayır protesto gösterisi düzenlendi ve Basın Açıklaması yapıldı.
Çin’de 4-20 Şubat 2022 tarihleri arasında yapılması planlanan Kış Olimpiyat Oyunlarının Çin’in ‘soykırım’ ve ‘insanlığa karşı suç işlediği’ gerekçesiyle Pekin’de düzenlenmemesi talebinde bulundu. Bu nedenler Bakırköy Sinan Erden Spor Kompleksi içerisinde bulunan Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi binası önünde protesto eylemi gerçekleştiren Dünya Uygur Kurultayı Vakfı ve Doğu Türkistan Spor ve Gelişim Derneği, Türkiye’den Doğu Türkistan’da baskıcı uygulamalarına devam eden Çin’de düzenlenecek olimpiyatları boykot etmesini istendi.
Belçikalı milletvekilleri, Doğu Türkistan’da Müslüman Uygur azınlığa karşı “ciddi bir soykırım riski” uyarısında bulunan önergeyi kabul etti. Son yıllarda başta batılı ülkeler olmak üzere birçok devlet, Pekin’in bölgedeki insan hakları ihlallerini kınıyor.
Çevreci milletvekili Samuel Cogolati, AFP’ye verdiği demeçte, “Dış İlişkiler Komitesi’ndeki oylamadan çıkan sonucun 1 Temmuz’da Temsilciler Meclisindeki genel kurul toplantısında onaylanması gerektiğini” söyledi.
Uygur Türklerinin zorla ucuz işçi olarak çalıştırıldığı gerekçesiyle Volkswagen’in DoğuTürkistan’daki fabrikasinin kapatılması talep edilerek Türkiye’deki iş ortağı Doğuş Grubu önünde protesto ve basın açıklaması düzenlendi. Tarih: 12.06. 2021 Saat: 11:00 de başlayan protesto Dünya Uygur Kurultay Vakfı Doğu Türkistan Yeni Nesil Hareketi mensupları ve 50 den fazla vatandaş katıldı.
Dünya Uygur Kurultayı Başkanı Dolkun İsa’nın Türkiye’ye giriş yasağının durumuna ilişkin bugün Ankara İdare ve Vergi Mahkemesi’nde duruşma görüldü.
Dolkun İsa’nın duruşmasının ardından mahkeme önünde, İYİ Parti Mersin Milletvekili Behiç Çelik, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Selçuk Özdağ, BBP Türk Dünyasından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali Keser, Doğu Türkistan’da yaşanan baskılar ve Doğu Türkistanlıların Türkiye’de ve dünyada vermiş olduğu mücadeleye dikkat çekerek, Dünya Uygur Kurultayı Başkanı Dolkun İsa’nın Türkiye yasağının bir an önce kaldırılması çağrısı yaptı.
Çin’in, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde Müslüman Uygur Türkleri ve diğer etnik azınlıklar üzerindeki baskısının nüfusa uzun vadeli etkileri konusunda yapılmış ilk hakem onaylı araştırmanın sonuçları açıklandı.
Çin’in, Doğu Türkistan’da Müslüman Uygurlar üzerindeki baskısının nüfusa uzun vadeli etkileri konusunda yapılmış ilk hakem onaylı araştırmada, “Müslüman Uygurların nüfusu 20 yıl içinde üçte bir oranında azalabilir” denildi.
Komünizmin KURBANLARINI Anma Vakfı’nda çalışan Alman araştırmacı ADRIEN Zenz tarafından gerçekleştirilen araştırmaya göre, Çin’in Doğu Türkistan’ın güneyinde uyguladığı doğum kontrol politikalarıyla Doğu Türkistan’da 2040’ta nüfusun 8,6 ile 10,5 milyon kişi arasında bir düzeyde olması öngörülüyor.
Dünya Uygur Kurultayı Başkanı Dolkun İsa’nın Türkiye’ye giriş yasağının kalkıp, kalkmayacağı bugün gerçekleşecek kritik mahkemede belirlenecek.
Dünya genelindeki bütün Uygur sivil toplum kuruluşlarının çatı organizasyonu Dünya Uygur Kurultayı’nın Başkanı Dolkun İsa’nın Türkiye’ye giriş yapıp yapamayacağına dair karar 8 Haziran 2021’de yapılacak mahkemede karara bağlanacak. Türkiye’ye girişi 2008’de yasaklanan Dolkun İsa’nın bu yasağa yaptığı yasal itirazın sonucu bu mahkemede alınacak kararla belirlenecek. Dünya Uygur Kurultayı Başkanı İsa’nın giriş yasağının kalkıp kalkmayacağı, Türkiye’nin Doğu Türkistan davasına verdiği değeri göstermesi açısından kritik öneme sahip olarak değerlendiriliyor.
Dünya Uygur Kurultayı Başkanı Dolkun İsa’nın Türkiye’ye giriş yasağının durumuna ilişkin bugün Ankara İdare ve Vergi Mahkemesi’nde duruşma görüldü. Duruşmanın ardından İsa’nın avukatı tanınmış hukukçu, Prof. Dr. İlyas Doğan, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Mahkeme önündeki basın açıklamasında, Doğu Türkistanlı sivil toplum kuruluşları ve siyasiler açıklamada bulundu. Türkiye yasağına ilişkin Dolkun İsa, QHA’ya verdiği demeçte, “Ben Türkiye’yi çok seviyorum orası benim memleketim gibi” ifadelerini kullanmıştı.
Çin‘in Doğu Türkistan’dakı Uygur Türkleri ve diğer Müslüman azınlıklara yönelik muamelesinin soykırım olup olmadığını araştıran Londra merkezli bir halk mahkemesi olan Uygur Mahkemesi, tanıkların ifadelerini dinlemeye başladı.
Çin‘in Doğu Türkistan’dakı Uygur Türkleri ve diğer Müslüman azınlıklara yönelik muamelesinin soykırım olup olmadığını araştıran Londra merkezli bir halk mahkemesi olan Uygur Mahkemesi, tanıkların ifadelerini dinlemeye başladı.
Çin‘in Doğu Türkistan’dakı Uygur Türkleri ve diğer Müslüman azınlıklara yönelik muamelesinin soykırım olup olmadığını araştıran Londra merkezli bir halk mahkemesi olan Uygur Mahkemesi, tanıkların ifadelerini dinlemeye başladı.
Arkasında devlet desteği bulunmayan ve alacağı kararın herhangi bir bağlayıcılığı olmayacak mahkemenin duruşmaları, pazartesine kadar dört gün sürecek. Eylül ayında yeniden toplanması beklenen mahkemede Çin‘in gerçekleştirdiği insan hakları ihlalleri delillerle ele alınıyor.Arkasında devlet desteği bulunmayan ve alacağı kararın herhangi bir bağlayıcılığı olmayacak mahkemenin duruşmaları, pazartesine kadar dört gün sürecek. Eylül ayında yeniden toplanması beklenen mahkemede Çin‘in gerçekleştirdiği insan hakları ihlalleri delillerle ele alınıyor.
Yaklaşık 30 tanığın dinleneceği mahkemeye, eski Sırbistan Cumhurbaşkanı Slobodan Miloseviç’in yargılanmasına öncülük eden insan hakları avukatı Geoffrey Nice başkanlık ediyor.
Sürgünde yaşayan Uygur Türklerince kurulan Dünya Uygur Kongresi’nin talebi üzerine toplanan mahkemeye, Çinli yetkililer katılmıyor. Mahkemede, Çin’in Doğu Türkistan’dakı Uygur Türkleri ve diğer Müslüman azınlıklara yönelik muamelesinin soykırım olup olmadığı araştırılıyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı, İngiltere, Belçika, Kanada ve Hollanda Parlamentoları, Çin’in Uygur Türklerine yönelik uygulamalarını “soykırım” olarak tanımıştı.
Pekin’in “mesleki eğitim merkezleri” olarak adlandırdığı, uluslararası kamuoyunun ise “yeniden eğitim kampları” diye tanımladığı yerlerde, Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre en az 1 milyon Uygur Türkü kendi rızası dışında tutuluyor.
Pekin yönetimi, Doğu Türkistan’da kaç kamp bulunduğuna, buralarda kaç kişinin olduğuna ve söz konusu kişilerden ne kadarının sosyal hayata döndüğüne ilişkin bilgi vermiyor.
BM ve diğer uluslararası örgütler, kampların incelemeye açılması çağrılarını yinelerken Çin, kendi belirlediği birkaç kampın az sayıda yabancı diplomat ve basın mensubu tarafından kısmen görülmesine izin verdi.
Çin makamları, BM yetkililerinin doğrudan bilgi almak amacıyla bölgede serbestçe inceleme yapma talebini ise geri çeviriyor.
Ayrıntılı İngilizce materyal için buraya tıklayın : Uyghur Tribunal
Çin‘in Doğu Türkistan’dakı Uygur Türkleri ve diğer Müslüman azınlıklara yönelik muamelesinin soykırım olup olmadığını araştıran Londra merkezli bir halk mahkemesi olan Uygur Mahkemesi, tanıkların ifadelerini dinlemeye başladı.
Çin‘in Uygur Türkleri ve diğer Müslüman azınlıklara yönelik muamelesinin soykırım olup olmadığını araştıran Londra merkezli bir halk mahkemesi olan Uygur Mahkemesi, tanıkların ifadelerini dinlemeye başladı.
Çin’in Uygurlulara yönelik insan hakları ihlallerini araştıran Londra merkezli bir halk mahkemesi olan Uygur Mahkemesi, tanıkların ifadelerini dinlemeye başladı.
Arkasında devlet desteği bulunmayan ve alacağı kararın herhangi bir bağlayıcılığı olmayacak mahkemenin duruşmaları, pazartesine kadar dört gün sürecek. Eylül ayında yeniden toplanması beklenen mahkemede Çin’in gerçekleştirdiği insan hakları ihlalleri delillerle ele alınıyor.
İngiltere’nin başkenti Londra’da bir grup avukat ve insan hakları uzmanı, Çin hükümetinin Doğu Türkistan’daki Uygurlara uygulanan insan hakları ihlallerini inceliyor. Uzmanlar, bu kapsamda Uygurların ifadelerini alarak birinci elden kanıt toplamaya başladı. İddiaları reddeden Pekin konuşan mağdurları “yalan makinesi” olarak niteliyor.
İYİ Parti Teşkilat Başkanı Koray Aydın, TBMM’de yaptığı konuşmada Uygur Türklerine sahip çıktıklarını ifade etti. Aydın, AKP iktidarını eleştirerek, “Hükümet olarak, Doğu Türkistan’da yüz binlerce Türk’ün toplama kamplarında yaşadığını bilerek, yeryüzünün açık hava hapishanesine dönüşmüş bu Türk yurdunun feryadına kayıtsız kalıyorsunuz, gözyaşını ve zulmü görmezden geliyorsunuz” dedi.
19 yaşındaki Buzaynap, 2017’de devlet medyasında yer alan işgücü transferi ile ilgili bir haberde görülüyor
Çin’de yapılan ve BBC’nin de gördüğü üst düzey bir araştırma, Sincan Özerk Bölgesi’nde yaşayan yüz binlerce Uygur Türkü ve diğer azınlıkların iş için uzak bölgelere gönderilmesinin, bölgede etnik azınlıkların nüfustaki payının azalmasına yol açtığını gösteriyor.
Çin hükümeti ise ülkenin batısındaki özerk bölgede demografik yapıyı değiştirme çabasının söz konusu olmadığını, istihdam amaçlı transferlerin, gelir artırma ve kırsal bölgede kronik işsizlik ve yoksulluğu gidermeyi hedeflediğini belirtiyor.
Çin’in Şincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki Müslüman Uygurlar’a yönelik baskıcı politikaları, ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu’nda tartışıldı. Oturumda Şincan’daki kamplarda yaşadıklarını anlatan Uygur Türkü bir kadın uluslararası topluma “soykırımın devam etmesine izin vermeyin” çağrısında bulundu. Oturumda Türkiye ve diğer Müslüman ülkelerin duruşları da gündeme geldi.